Yurt Dışında Nerede Kalınmalı?

Belki biraz garibinize gitti, siz muhtemelen başka bir yemek yazısı bekliyordunuz. Ama bu sefer karnınızı acıktırmak yerine, konseptin dışına çıkmadan (bkz. sitenin alt başlığı) bu yazıyı yazıyorum. Hem yaklaşan bir tatiliniz olup da bir kaçamak için hala hangi oteli tercih edeceğinizi bilmiyorsanız faydalı olur diye düşünüyorum. Eski yazılarımdan birinde sessiz sakin bir yer olan Sokakağzı'ndaki Ergül Motel'e yer vermiştim. Şimdi Londra'dan Paris'e, klasmanlarının en iyilerinden birkaç otel...

1. Londra - The Levin Hotel

Malum Londra'da fiyatlar genel olarak pahalı. Biz de merkezi bir konumda tabi ki ucuz olmasa da daha uygun fiyatlı bir otel aradık, kültürel amaçlı gittiğimizden önemli noktalara kolay ulaşım önemliydi. Londra'nın saygıdeğer bir muhiti olan Knightsbridge'te, tarihi alışveriş merkezi Harrods'a bir iki dakikalık yürüme mesafesindeki butik bir otel olan Levin Hotel'i seçtik. Beni bu otelde en çok büyüleyen şey dekorasyonları olabilir. Lobisinde bana Agatha Christie'nin kitaplarından birindeymişim gibi hissettiren bir renk ve mobilya seçimi yapılmıştı. Sanırım asansör yoktu, zaten pek kat çıkılmadığı için de sorun değildi, basamaklar geniş genişti. Odamız göründüğü kadar büyük olmasa da iki kişi için çok rahattı. Çift kişilik bir kral yatak ya da iki tek kişilik yatak opsiyonuyla beraber, ufak bir oturma alanı ve mermer zemini alttan ısıtmalı, küvetli bir banyo odanın öne çıkan özelliklerinden. Ücretsiz WiFi gayet hızlı, resepsiyondaki görevliler de çok yardımcı oluyor, müzikal biletlerimizi bizim için ayırttılar. Odanızı temizleyebilmeleri için çıkarken anahtarı resepsiyona bırakmanız rica ediliyor. Kontinental kahvaltı sunuluyor o yüzden merak etmeyin, kahvaltıda kuru fasulye yemek zorunda değilsiniz 😀

Otelin lobisi. 




Deluxe çift kişilik oda, köşede görülen kırmızı koltuklu kısım oturma alanı.








 
Tasarımıyla göze çarpan banyo.











2. Paris - Hotel Elysees Regencia

Yine gayet güzel bir lokasyonda, binasından Paris'in tarihi havasını soluyabileceğiniz, şu listedeki en güzel odalara sahip otel. Fiyatlar biraz pahalı ama değiyor. Biz ilk önce yanılmıyorsam erguvan renklerinde bir oda beğenmiş olsak da, sonra Booking.com 'da göremediğimiz, aynısının mavisinden tahsis ettiler, biz bunu daha da çok beğendik, burada kalalım dedik. Sanırım şu an adı "Junior Süit- Mavi" olarak geçiyor. Bakım ürünleri olarak L'occitane tercih edilmiş, annemle beni etkiledi doğrusu. Ahşap dolaplar, perdeyle ayrılan banyodaki ayaklı küvet ve sadık kalınan mavi teması odaya sımsıcak bir ev havası veriyor. Odada masaj seçeneğini denemiş biri olarak da söyleyebilirim ki, spa hizmetleri de gayet başarılı 😄  Champs Elysees 'ye, dolayısıyla bir sürü ünlü markaya yakınlığıyla da alışveriş severleri mutlu edecek. Kahvaltı ise pek aklımda kalmamış. Kanımca, bu 4 yıldızlı otelden genel olarak memnun ayrılacaksınız.



3. Barselona - Casa Fuster G.L. Monumento

Woody Allen'ın Vicky, Cristina, Barselona filminin çekimlerinde konakladığı ve filmde de birkaç saniyeliğine görünen, binası başlı başına bir mimari harikası olan 5 yıldızlı otel. Yine biraz fiyatlı bir yerdi ve odamız, benim için de bir yatak eklenince biraz sıkıştık fakat genel olarak çok memnun kaldık. Kocaman bir kahvaltı salonu vardı ve kahvaltı seçeneklerine çeşitlilik hakimdi- tabi benim gibi bir tatlı aşığının aklında kalanlar pancake ve waffle oldu 😅  Odalar binanın genel havasına tezat bir şekilde modern görünümlüydü, belki Barselona'ya hakim olan mimari güzelliklerden ilham alabilirlerdi. Eleştirdiğime bakmayın: personelinden, konumuna kadar yine eşsiz bir otel (çevresinde ucuz, porsiyonu büyük ve lezzetli ürünler sunan tapasçılar bulunuyor).

 Adeta masalsı bir şato olan otel binası...

Çift Kişilik veya İki Yataklı Oda + İlave Yatak 










4. Roma - Hotel Sole Al Pantheon

Her ne kadar İtalya yazıma bir video ekleyerek tasvir etmekten de öte, görmenizi sağlamış olsam da, popüler destinasyonlardan olan İtalya'da, kaldığım 5 otelden en iyisini eklememek olmazdı. Antik Roma'dan kalma Pantheon'un tam karşısındaki balkonunuzda oturup, kahvenizi yudumlamak keyifli olmaz mıydı? Birbirinin aynısı beton binalardaki 21. yy tasarımı, sırf "marka" olan odalardan  daha uygun fiyata, eski dokusunu koruyabilmiş bir otelde, çok farklı bir deneyim. Bizim kaldığımız odanın banyosu biraz küçüktü ama oradaki dar pencereden tuvaleti kullanırken tapınağın önündeki kalabalığı izlemek bizce baya eğlenceliydi 😂 Zemin ve merdivenlerde genelde ahşap kullanılmıştı, bir ufak bir de akşam keyfi için daha genişçe bir balkon vardı, iki tane de yatak odası vardı. Yalnızca kahvaltı biraz zayıftı, hele hamur ürünleri yemekte sorun yaşıyorsanız, yiyecek pek bir şeyiniz olmuyordu. Personeller çok sıcaktı, özellikle Dennis'i çok sevdik. Bize Hintli olduğunu ama burada Dennis'in kız adı olarak yaygın olduğu için pek sıkıntı yaşamadığını anlattı, çok sempatikti.

 Ufak ama sevimli banyo, başka tip odalarda daha büyük/moderni de vardı sanırım. Tuvaletlerde bide var. Bir de bizim duş perdelerinde İngilizce "duş zamanı, ıslan, şlap" gibi kelimeler yazıyordu çok komiğime gitmişti *kimse gülmedi*
 Minik balkondan manzara...


Üst kattaki yatak odası.











Evet... Benim için saat geç oldu. Size burada hoşça kalın diyeceğim, bir dahaki yazımda görüşmek üzere, sevgiler 😊

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asya'dan Dünyaya Açılan Lezzet: Suşi

700 Gr Mutluluk ve Daha Fazlası

Çarlara Layık Charbroiled Burger