Asya'dan Dünyaya Açılan Lezzet: Suşi

 Yeniden merhaba! Bugün, artık bu kız kafayı İtalyan yemekleriyle bozmuş demeyin diye, hayranı olduğum bir başka yemekten bahsetmek istedim-suşi!

 Suşi yiyişime dair ilk anım, annem ve kendisi de Japonca öğrenmiş teyzemle, Taksim'de Bunka adlı bir Japon yemekleri restoranına gitmemizdi. Sanırım 8 yaşındaydım ve zar zor seçtiğim (o da annem yardımıyla 😜 ) bir suşi seti seçtikten sonra da önüme gelene burun kıvırmış, sonra da tavuk ve pilav yemiştim. Tabi bunun oradaki yemeklerin lezzetleriyle bir alakası yoktu, ben sadece fazla seçiciydim. İçerisinin aynı Japon evleri gibi dizayn edilmesi de çok hoşuma gitmişti yani. Ama son birkaç yıldır işler tersine döndü. Sağlıklı olmadığını düşündüğüm için tavuk tüketmemekle beraber, suşiyi çok seven arkadaşım bize misafir gelince mecburen yediğim suşiyi, o zamandan beri sık sık, severek yiyorum. Peki hatırladığım yerlerden hangileri suşi yemek için ideal?
                                                               
Bunka'da meditasyon- 9 yaşındaymışım :)

(Bunka'nın Zomato'dan bulduğum bir resmi)

Türkiye'de en popüler olduğunu düşündüğüm ve Üsküp (Makedonya)'da bile bir şube açan Sushico akla ilk gelenlerden. Özellikle internet üzerinden yaptıkları indirim/bedava brunch gibi kampanyalarıyla çok avantajlı bir seçenek. Burada o kadar çok yemekten bir sürü roll (aynı tür suşilerin bulunduğu set) ezberlemiştim. Son zamanlarda en çok yediğim ise Salmon Lovers'tı. 20 parça suşi: 2 Sake Nigiri (tek parçalık, sadece pilav üstü dev somon), Philadelphia Roll (içi kremalı ve somonlu, dışı susam kaplıydı), San Diego Roll (Canadian roll'ün somon kaplaması ve California roll'ün balık yumurtalarının birleşmiş hali) ve son olarak da Sake Roll (dışı yosun kaplı, içi de somonlu). Bu seti zam gelmeden önce 69, şimdi ise 74 liraya alabiliyorsunuz eğer yine değişmediyse. Çünkü bir süredir Moda'da da şubesi açıldığı için Sushico'nun türevi Chinese&Sushi Express'te daha çok takılıyorum.


(Salmon Lovers)

 Chinese&Sushi Express, bir nevi Sushico'nun ikizi. Dekorasyon olarak da ağırlıklı olarak kırmızı ve siyahı tercih ediyor ikisi de. Menüleri, Sushico'dan biraz daha fazla çeşit olması ve biraz da fiyat farkı (suşi adedine oranlayınca) dışında çok benzer, tatlıları aynı. Zaten annem bir kere telefondan sipariş verdiğinde Sushico'yla aynı sinir bozucu bekleme müziği çaldığında bunların aynı şirkete bağlı olduğunu anladık. Bir dahaki ziyaretimizde de bir garsona sorup, kullanılan malzemelerin de aynı olduğu bilgisini de ekleyerek tahminimizi teyit ettirdik.

 Buradan ilk siparişimizi internet üzerinden vermiştik. Sushico da Kalamış'ta olup, motorsikletle sahilden gitmesine rağmen son bir senedir servisi çok yavaşlamıştı (kendi restoranında daha hızlı geliyor tabi ki) ve nadiren de olsa yanlış ya da tadı kötü anlamda farklı olan suşiler gelebiliyordu. Bu yüzden buranın hızı bizi memnun etti.Annemle ikimiz yemek üzere 42 parçalık bir set söyledik! Biraz fazla geldi, yılan balıklı olanlardan bir iki tanesini yiyemedik. Ben biraz dış görünüşünden yargılayıp, etinin sert ve kıtırlı olacağını düşünüyordum (bir yandan da aklıma küçükken Nautilius alışveriş merkezindeki akvaryumda izlediğim mutsuz yılan balıkları gelip, suçlu  hissediyordum 😀 ) ancak eti yumuşacıktı ve çok güzeldi doğrusu. Dikkatimi çeken bir başka lezzet ise, tatlılığıyla, içi surimi (yengeç) dışı yosun kaplı Kani Roll oldu. Avokado normalde hipster tercihi derler ama suşilerde çok güzel bir dengeleyici unsur, soyanın tuzlu etkisini nötrlüyor. Çoğu roll'ün adını şimdilik bilmiyorum çünkü niyeyse aynı içerikli olan roll'lerin çoğunu (Sake roll gibi bir iki tanesi haricinde) değiştirmişler, şimdi bunları da ezberlemem gerekiyor, şimdilik sipariş verirken biraz zorlanıyorum.

(Sushico'nun aksine, şu ana kadar hiçbir siparişimizde eksik etmedikleri atıştırmalık fasulye olan Edamame ile, 42 parçalık Valentine Set, 134 lira)

 Fotoğrafta önde gördüğünüz seti yerken ise görüntüleri birbirine benzediğinden yerken sıkıldım resmen😅 . Tadları aynı değil oysa, biri aynı Sushico'daki Philadelphia Roll, diğerlerinin içinde yengeç ve avokado var ki ben bu yenilikleri daha çok beğendim. Arkada gördüğünüz, annemin tercihi olan Start Up Set.












Start Up Set ise Sushico karşılığıyla 3 parça California Roll -burada Tobikko California Roll- (dışı balık yumurtasıyla kaplı içinde avokado gibi birkaç sıkça rastladığım suşi malzemesi var), Sake Roll ve Kani Roll var. 15 parça ,doyurucu olarak nitelendirilebilir ve suşilerin genel fiyatına baktığımızda makul bir fiyat: 39,50 lira.
Balda kızarmış dondurma, fazla tatlı olduğu için pek yememem gerekse de, zaman zaman arzularıma yenik düştüğüm tatlardan. Bir keresinde Sushico'da vanilyalısını yediğimden (ve balla pek iyi bir karışım olmadığından) midem bulanmıştı, o yüzden çikolatalıdan dışarı çıkmıyorum. Üstü balla ve biraz hindistan ceviziyle (tadını pek hissetmiyorsunuz) kaplanan top şeklinde kızartmanın içinde sert ve içinden çıkardığınızda çabuk eriyen bir dondurma olsa da (ki bu genelde doğallığına işarettir), gayet lezzetli. Yanında 2-3 adet karamelize edilmiş cevizle servis ediliyor ama tatları daha çok çikolatayla kaplanmış gibi 😈 . Eleştirdiğime bakmayın gayet güzel bir tatlı, arada bir kaçamak yapmak sorun olmaz bence (tabi ki ciddi bir sağlık sorununuz yoksa).

 Babamın yediği, patlıcanlı dana eti de pek iştah açıcı görünüyor. Kapya biber (ufak bir biber çeşidi) ve tabi ki patlıcan ile dana eti var içinde 😅  Ben denemedim ama babam gayet memnun, yanında karides köfte de söylüyor bazen. Sushico'da da sık sık yerdi. Karides demişken, burada rastlamadım ama Sushico'nun tuzlu ama sade lezzeti, karides cipsini de bir deneyin derim. Pişman olmayacaksınız, hem paketlenmiş cipslerden daha sağlıklı olduğuna eminim.



Son olarak, Deluxe Sushi Set. Acı ve baharatlı yemeklere pek tahammülüm olmadığından, içindeki Spicy California Roll'ü, Rainbow California Roll ile değiştiriyorum. Menüde turuncu gibi görünüyordu ama aslında soldaki fotoğraftaki soluk sarı renkli roll. Tadı sıradan sayılırdı. Dışında "soy" denilen bir kaplama, içi yengeç, avokado, tobikko (balık yumurtası) ve salatalıkla yapılmıştı. Bu sette favorim ise, Crispy Roll'dü. Adından da anlaşılacağı üzere, dışı, gevrek olduğunu tahmin ettiğim, çıtır çıtır bir malzemeyle kaplıydı ve enfesti. Bu 21 parçalık seti 82 liraya alabilirsiniz.

Bu haftalık yazımı bitirmeden önce, birkaç uyarım olacak. Sağlık açısından, her suşi yazan yerden gidip suşi almayın, araştırmanızı yapın, çok bilindik değilse tercih etmeyin. Kendinizi huzursuz hissederseniz, tadı her ne kadar acı olsa da, balıkta bir hastalık olma ihtimaline karşı mideyi temizlemek için suşilerin yanında verilen zencefillerden bir alın. Bir de yolunuz Londra, Knightsbridge'de, Harrods'ın caddeye bakan tarafının karşısında bir suşici görürseniz, oraya adımınızı dahi atmayın. Adını hatırlamasam da, hijyenden en uzak yemek deneyimim olabilir. Bahsettiğim suşicilerin aksine, her suşi, dondurulmuş ve paket olarak alınıyordu. Fütüristik görünen cam masalar hiç temizlenmemişti ve yapış yapış leke izleri görünüyordu. Donmuş suşilerimiz soğuktan pakete yapışmıştı, çubuklarla çekmeye çalıştım ama en sonunda açılınca, bu kadar iğrençliğin üstüne bir de elimle yemek zorunda kaldım. Tadı da çok kötüydü. Monaco'da yediğmiz yerle ilgili ise sadece memnun kaldığımızı hatırlıyorum ama orada methedilen bir sürü suşi dükkanı vardı, TripAdvisor yardımıyla daha güvenilir tercihler yapabilirsiniz.

Sağlıcakla kalın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

700 Gr Mutluluk ve Daha Fazlası

Çarlara Layık Charbroiled Burger