Yeni Trend: Kafe Açmak

Yaşadığım yer olması nedeniyle genelde Moda'yı baz alarak yazmamı dert etmediğiniz ümidiyle, bu haftaki yazıma başlıyorum. Ve sanıyorum ki, hakkında yazacağım konunun en bariz örneği İstanbul'un yeni göz bebeği Moda.

Restoranlar konusundaki inancım şu: İnsanların bir mekanı tercih etmesi için bu mekanın bir farkının olması gerekiyor. Ama çoğunlukla medyanın pompalamasıyla son yıllarda özellikle hafta sonları çok rağbet gören yerlerde bazı insanların tek amacı bu aktif ticari merkezlerden nasıl para kazanabilecekleri. Nasıl olsa insanlar geliyor, en kötü durumda, oturacak başka yer kalmayınca benim mekanımda otururlar mantığıyla hiçbir şey vaat etmeyen mekanlar artışta. Aslında göründüğü kadar restoran opsiyonu yok yani. Nerede yesen 20 liralık ızgara köfte, makarna...

Fakat işini sevdiğin için yaparsan yaratıcılığınla işi de geliştirebilirsin. Mesela eskiden Saint-Joseph'in yakınında küçücük bir dükkanda Munchies adında bir "pancake"çi, şimdi Moda'da cadde üzerinde, daha büyük bir yere taşındı. Ve hala insanlar önünde sıra bekliyor. Çok ucuz olduğu için mi? Hayır. En lezzetli pancake'leri yaptığı için mi? Sanmıyorum. Ama bir prensibi var: Sadece üstüne sürülebilecek tatlı ve tuzlu seçenekleriyle pancake servis ediyor. Başka kahvaltıcılar da menülerine sonradan ekleseler de, insanlar burayı tercih ediyor gibi görünüyor. Artık kısmen bir marka.


(Munchies'de iki kişilik Tatlı ve Tuzlu Pancake Tabağı Seçenekleri bir arada)

Peki... Şimdi de Naan Bakeshop'a bir göz atalım. Fırıncı ve kahvaltıcı olarak bilinmekle beraber, 09.30'tan 22.30'a kadar açık olan Naan'da yerin çok geniş olmadığını kabul etmek lazım. Fakat devamlı işlek, erken davranmazsanız rahat bir yer bulmak zorlaşıyor.  Burada ise vazgeçilmez klasiğim French Toast. Süt reçeli ve mevsim meyveleriyle servis ediliyor, parmak ısırtacak lezzette. Pahalı sayılabilecek bir yer ancak verdiğiniz paranın hakkı veriliyor. Ayrıca fırınlarında ev yapımı ekmek de mevcut (sağlık açısından seçiciyseniz, ekşi mayalı ekmek de mevcut). Burada da kişi başı 30 liraya doyabiliyorsunuz.


(Naan'da French Toast, meyveler sıklıkla değişebiliyor, bir alerjiniz varsa sipariş verirken lütfen danışın)

Tabi bunda da çok istisna var. Her yerde bulabileceğiniz türden yemekler vermesine rağmen dekorasyondan, içkiden kazanan yerler oluyor tabi. Sıklıkla gittiğimiz bir yer olan Yer Cafe'de güzelim beğendili köfteyi alıp bütün restoranların klişesi ızgara köfteye dönüştüren şefe de bir söylev vermişliğim vardır 😀  En kaliteli malzemelerle, has çikolata ve ev yapımı tatlı sunan Kadish'in ise 
hak ettiği ilgiyi görememesi... Sadece bir iki kişiyle bu kadar tatlı hazırlamak ve kaliteli malzemeye dökülen onca paraya karşılık kâr miktarının azlığı, Kadish'i yılbaşından sonra kapattırıyor. Naif bir mekanı kaybediyoruz.

(Kadish'in çikolata parçacıklı kurabiyesi)Dodo ise benim gözümde farkındalık kazanmış bir mekan. Eskiden tek iddiası ekonomik kahvaltı sayılabilecekken, yeni açılan kafelerle mücadele etmek için menüsünü güncelledi, Moda'da eşi olmayan bazı tatlar kazandırdı menüsüne. 3 katlı Pan Gizo tatlısı gibi mesela... 

(Bir katında eritilmiş marshmallow ve rendelenmiş elma, bir katında nutella ve muz, tepesinde çilek ve pudra şekeri... akçaağaç şurubuyla servis edilen Pan Gizo)

Moda'da bildiğim bütün restoranların değerlendirmesini yapmayı arzulasam da, sizi daha fazla sıkmayayım 😆  Benim bugünkü yazımda vermek istediğim mesaj sadece yemek alanında değil, her alanda geçerli diye de belirtmeden kapatamıyorum. Siz kalbinizin sesini dinleyin, tutkuyla bağlandığınız işi yapın, zorunlulukların eğlenceli yanlarını bulmaya çalışın...başarı da ardından geliyor 😉  
Bir dahaki haftaya görüşürüz, sağlıcakla kalın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asya'dan Dünyaya Açılan Lezzet: Suşi

700 Gr Mutluluk ve Daha Fazlası

Çarlara Layık Charbroiled Burger