Ekonomik Yemek, Zarif Yemeğe Karşı!

Sizi bu sefer biraz daha mahalle sıcaklığı taşıyan bir restoranla karşılıyorum. Mehmet Yaşin'in pek beğendiği Borsam Taşfırın, Bahariye'nin Serasker Caddesi'nde yer alıyor fakat Kadıköy Rıhtım ve Kadıköy Çarşısı'nda iki şubesi daha var.

Belki görebileceğiniz en şık, en nezih yer değil ama burayı hiç görüntüsüyle yargılmayın: Samimi personeli, uygun fiyatı ve doysan da yedirtmeye devam ettiren lezzetiyle, Moda'nın seçkin fakat züppe havasına pek tezat düşüyor.

Geçtiğimiz cumaya kadar buranın varlığından bile haberim yoktu doğrusu. Vize randevumuzdan çıkışta (neresi olduğu sürpriz olsun, oradan da yazacağım 😉 ), babam "Hazır Bahariye'deyken Mehmet Yaşin'in tavsiye ettiği bir pideci var, orayı deneyelim, değişiklik olsun hem belki bloğuna da yazarsın." dedi, ben de hiç bu fırsatı kaçırır mıyım?

Hava biraz soğuktu ve yer biraz dar olduğu için ilk katta yer yoktu, ikinci katta oturduk (restoran üç katlı ama üçüncü kat personel kullanımına açık). Ben pek aç hissetmesem de kaşarlı sucuklu pide söylemeye karar verdim, anne babam da toplamda dört acısız lahmacun söyledi. Yaklaşık on dakika kadar bekledik ve yemeklerimiz sıcacık bir şekilde geldi.


(Lahmacun resmini harbiyiyorum.com 'dan buldum fakat bir daha uğradığımda lahmacun deneyip değiştiririm muhtemelen. Bu arada karışık pide derseniz kuşbaşı da ekleniyor kaşar ve sucuğa.)

Üstelik malzeme konusunda da hiç cimri davranmıyorlar! Herkese bol bol yetecek kadar limon ve maydanoz koyuyorlar.




Fiyatlar da pek uygun. Aralık 2016 fiyatlarına göre, bir lahmacun 4.5,  kaşarlı sucuklu pide ise 15 lira. Ama menünün tamamını göreyim, pidenin sayısız varyasyonuna bir bakayım, derseniz:



Peki şimdiye kadar anlattıklarım pek sizin tarzınız değil gibi mi?  O zaman buyrun bir sonraki restoranımıza: Sultanlar gibi yiyeceğiniz, sunuma ve estetiğe önem veren, elit mi elit bir mekan... Devamlı Anadolu Yakası'ndaki yerleri anlatmamdan bıktıysanız da söyleyeyim, Avrupa Yakası'nda! Bahsettiğim restoran, Çırağan Sarayı Tuğra Restoran! 



(Sofistike saray havasını doruklarda hissediyorsunuz)

Şunu baştan söylemek lazım, paraya para demediğiniz sürece; her gün gidilecek fiyatta bir mekan değil. Fakat özel bir günde ya da İstanbul'a ilk ziyareti şereflendirmek için ideal. Bir de, her gün, sadece 19.00-24.00 saatleri arasında açık. Denize sıfır olan Çırağan Kempinski otelinde, saray tarafında birinci katta bulunuyor.

(Böylesine asil bir yerde bulununca sevinçten havalara uçtum 😜 )

 Başında boşuna "sultanlar gibi yiyeceğiniz" demedim; adının Tuğra olmasından da anlaşılabileceği üzere, Osmanlı-Türk mutfağına yönelen, sarayın olağanüstü mimarisi ve panoramik bir Boğaz manzarası eşliğinde, Osmanlı İmparatorluğunda sultanların yedikleri yemekleri, onların yaşadığı yerde yiyebiliyorsunuz!

Övdük övdük bitiremedik ama kusuru da var tabi: aperatif, demirhindi, şerbet gibi şeylerle oyalanmazsanız yemek gelene kadar açlığın sınırında dolanabiliyorsunuz (ki biz gittiğimizde çok kalabalık değildi) yani servis biraz yavaş, bir de tabi can yakan fiyatlar (en ucuz salatanın bile 40 lira olduğu gerçeği)! Yemekler pek lezzetli ama porsiyonlar biraz daha büyük olsaymış fena olmazmış hani.

Mevsimsel olarak değişen menülerinde, geçtiğimiz kış diye, beğendili kebap ve altın yaprağıyla servis edilen çikolatalı muhallebiyi söyledim. Yemekler, Osmanlı motifli takımlarda servis ediliyor. Beğendi, ev yapımı lezzetinin farkını koyuyor ortaya, et ise yumuşacık. 


Bize, dönemin padişahının tatlısı olarak anlatılan bu muhallebi, tanımlamasıyla sipariş verende pek bir ego şişmesi yaratıyor. Oysa bana göre altın yaprağı aslında sadece sunuma şatafat katmak için, yoksa tadı yok gibi bir şey. Ancak muhallebi, hafif dokusuyla geceyi güzel şekilde bitirtiyor, ağzınızda güzel tadı kalıyor. 


(Doktor Oetker Paket Muhallebisi gibi hazır ürünlerle, ev yapımı kalitesi arasındaki farkı göz önüne koyan muhallebi)

Son olarak da, annem kahvesini yudumlarken yanında bir de çikolatalı trüf ve kaplamalı lokum içeren tatlı tabağı ikram ediliyor. Memnun bir şekilde ayrılıyoruz mekandan.


İki restoranı da beğensek de, günün sonunda daha samimi bulduğum Borsam Taşfırın'ı tercih edeceğimi düşünmeden edemiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asya'dan Dünyaya Açılan Lezzet: Suşi

700 Gr Mutluluk ve Daha Fazlası

Çarlara Layık Charbroiled Burger